2020 yılının 8-25 Şubat tarihlerinde İtalya’nın Venedik şehrinde düzenlenen Venedik Karnavalı için dünyanın pek çok ülkesinden yüz binlerce katılım gerçekleşti. Venedik her zaman turist alan bir şehir olmakla beraber, karnaval zamanı katılımın en yüksek, ulaşım ve konaklamanın ise en pahalı olduğu dönemlerden birisi oluyor.
MS 5. Yüzyılda kurulan ve 118 küçük adadan oluşan Venedik, 10. Yüzyılda önemli bir deniz gücü haline gelmiştir. Tüm şehir, en küçük binanın bile Giorgione, Titian, Tintoretto, Veronese vd. gibi dünyanın en büyük sanatçılarının eserlerini içerdiği olağanüstü bir mimari şaheserdir. Bu eşsiz kentsel ve doğal özellikleri sayesinde Venedik ve Lagoon 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanları listesine eklenmiştir.
Venedik Karnavalı olmadan da üzerine çok fazla konuşulup yazılabilecek bir şehir burası ama, bu yazımda karnavalı fotoğraflamaya yönelik bilgi ve deneyimlerimi sizinle paylaşmak istediğim için karnavalın tarihçesi ve ilgili diğer detaylara değinmeyeceğim.
Öncelikle Venedik karnavalı resmi sitesini takip etmenizi ve seyahat planlıyor iseniz, etkinlik öncesinde “basın akreditasyonu” başvurusunu yapmanızı öneririm. Bu sayede basın biriminden alabileceğiniz özel bir yaka kartı ile sadece davetli olan ya da basın ayrıcalığı olan kişilerin girebileceği bir avantaj elde edebilirsiniz. Bir yerde kullanmasanız bile seyahatinizden güzel bir hatıranız olmuş olur. Basın kartlarımızı teslim alırken karnaval operasyon merkezini de görme şansımız oldu.
Karnaval seyahatinizde konaklayacağınız yer önemli.
Bazılarınız “Bunun konu ile ne ilgilisi var? Keyfime veya bütçeme göre bir yerde kalırım” diyor olabilir. Ben Venedik’i bu seyahatimden önce turistik amaçla 2 kez ziyaret ettim. Bazılarında günlük bazılarında ise 1 gece, o da ana karada turun belirlediği bir otelde konaklama şeklinde idi. Venedik’e varmak sabah 09:00, 10:00’u buluyor, ayrılmak da 16:00, 17:00 gibi oluyordu. Şu an tarife saatlerini bilememekle beraber, ana karadan vapuretto (deniz toplu taşıma araçları) ile San Marco Meydanına ulaşmak 45-50 dakikadan az sürmüyor ve vapuretto’lar akşamüzeri 17.30 gibi sonlanıyor. Venedik’in kalbine yakın bir yerde kalmıyorsanız “Blue hour/Golden hour” zamanlarında San Marko meydanında olmanız pek mümkün değil.
“Fotoğrafçılıkta bu saatler de nedir?” diyenler için gün doğumundan önce ya da gün batımından sonra ortaya çıkan, gökyüzünün neredeyse tamamının mavi renkle dolduğu alacakaranlık zamanıdır. Özellikle birbirinden güzel manzara fotoğrafları için en verimli ve en güzel tonları yakalayabilecek zamanlar olarak önerilir.
Gerek gitmeden önce bilgisayarınızdan bu linkteki veya benzer bir siteden koordinat girerek ya da orada iken cep telefonundan IOS ya da Android uygulamalarından bu saatleri öğrenebilirsiniz. Aylara ve günlere göre saatlerin değiştiğini unutmayın!
Bu erken ve geç saatlerde yukarıdakilere benzer kareler yakalamak istiyorsanız, genel seyahat bütçesinden konaklamaya biraz daha kaynak ayırıp, San Marco meydanına yakın bir oteli şimdiden belirlemenizi öneririm.
San Marco meydanı
Şehrin kalbi olan San Marco meydanından bahsetmeden geçmeyelim. Burasının bir ruhu var. İnsanı etkiliyor. Etkinlik gösterilerinin yapıldı yer, tüm sokakların çıktığı meydan, şehrin sembolleri olan San Marco Bazilikası, 98.5m yüksekliğindeki kulesi, şık kafeler, Dükler Sarayı, müzeler ve deniz araçları ile gondolların yanaştığı kıyı şeridinin hemen yanı ve insanlar…
Bakmayın böyle sakin göründüğüne, meydan cıvıl cıvıl, renk renk insanlarla dolu.
Çekim yapmak için modellerden izin almam gerekiyor mu?
Normal hayatta bazen bir modeli çekmek için şartlar uygun olmayabilir, zorlanırız, ya karşı taraf istemez ya biz teklif etmeye çekiniriz. Venedik Karnavalı için böyle bir durum yok. İstediğiniz modeli çekebilirsiniz. Bir göz teması kurmanız, eliniz ile işaret etmek yeterlidir. Hatta onları kibarca ellerinden tutup bir ışık direği altına, bir duvar kenarına, bir köprü üstüne götürebilirsiniz. Biz fotoğrafçılar kendimizi kaybedebiliyoruz, sadece onların sabahın erken saatlerinden geç saatlere kadar yoğun makyaj ve ağır kostümler içinde ayakta yorulduklarını ve insan olduklarını unutmayın.
Modellere para vermek gerekiyor mu?
Bu bir şehir efsanesi, ben gitmeden önce bazı kişiler bana (daha önceki deneyimlerinden) para isteyenler ve 3-5 Euro versen bile beğenmeyenler olduğunu söyleseler de böyle bir durum yok. Bu konuda içiniz rahat olsun. Fakat modeller de sizin çektiğiniz fotoğrafları kendilerine göndermenizi bekliyorlar. Hemen hemen çoğu kendi kartvizitlerini bastırmış. Siz de talep edebilirsiniz, çektiğiniz bir kareyi kendilerine gösterdiğinizde onlarda beğenip göndermeniz için size kartvizitlerini verebiliyorlar.
Özel bir fotoğraf ekipmanı gerekiyor mu?
Çekimleri yapmak için bir fotoğraf makinanızın olduğunu varsayarak, teknik kaliteye dramatik olarak etki edecek çok önemli iki detay olduğunu söyleyebilirim. Abarttığımı düşünmeyin.
Lens
Harici ışık kaynağı
Üç ayak ve ND filtreler (isteğe bağlı)
Nasıl bir lens?
Benim ekipmanlarım içinde (APS-C sensör uyumlu) standart bir kit zoom (18-135mm) ve geniş açı (10-24mm) zoom lensim vardı. Bu seyahat için çantama bir adet 56mm sabit odak uzaklıklı, en geniş diyafram açıklığı F1.2 olan bir lens daha ekledim. Özellikle dar alan derinliği ve bokeh istiyorsanız F değeri küçük kaliteli bir lens kullanmalısınız. Bu konunun önemini anlamak için Arthenos’un kütüphanesinde yayınlanmış “Portre Fotoğrafçılığı için Lens Tercihi” , “Değişken Diyaframlı Lens ile Sabit Lens Arasındaki Farklar” , “Fotoğraf nasıl çekilir, Fotoğrafı kamera mı çeker Lens mi? ve ilişkili ”Fotoğrafta Alan Derinliği”, “Hiperfokal Mesafe ve Diyafram Seçimi” makaleleri incelemenizi öneririm.
Harici ışık?
Olmazsa olmaz bir ekipman! Fotoğraf makinem ile gelen takılıp çıkarılabilen sınırlı ışık gücüne sahip standart bir flaşım vardı. Gerek maliyet avantajı sağlamak gerekse kullanım kolaylığı açısından uygun güçte bir tepe flaşı alabilirdim. Ama farklı ihtiyaçlara yönelik kullanabilmek ve biraz daha üst seviyede kareler elde edebilmek için 200W gücünde akülü ve önünde çok amaçlı ışığı yumuşatan (softbox) ile harici bir ışık kaynağı satın almayı tercih ettim. Doğal olarak normalden biraz daha fazla bir bütçe ayırmak zorunda kaldım. Fakat bu bir zorunluluk değil, siz mevcut bir flaşınız var veya bütçeniz sınırlı ise tepe flaşı da kullanabilirsiniz.
Tepe flaşının model üzerindeki sert ışık ve aşırı pozlanmış istenmeyen lekeler oluşturma riskleri sebebi ile, kullanılan bir monopod kol, 1-1.5m’lik düz bir sopanın ucunda, fotoğrafçının sağında ya da solunda yerden belirli bir eğimle ışığın doğruca modele yönlendirilmesini sağladı (harici flaş kullandığınızda, ışık için asistanlık yapacak bir kişiye daha ihtiyacınız olacağını öngörün). Bu sayede ışığı istediğim yerde konumlandırabildim. Kamera üzerindeki tetikleyici üzerinden ışık gücünü manuel olarak 1/1 (en yüksek) den 1/256 (en düşük) e kadar ayarlayabilmek, çalışma zorluğu yanında sonuçlarda bana esneklik sağladı.
Flaşlar kendi içinde ayrı bir dünya ve kendine özgü derin teknik detayı olan bir konu olduğu için, Arthenos’un “Flaş Çekim Teknikleri, Flaş Modları ve Kullanım Yöntemleri” ve “Kamera Ölçüm Sistemi her zaman doğru mu ölçer?” ve benzeri ilişkili makalelerini incelemeniz faydalı olacaktır.
Kendimi çalışırken çekemediğim ve beni de çeken birisi olmadığı için, aşağıdaki fotoğrafı flaşın üretici firmasının Venedik’te yaptığı bir moda çekimi tanıtım videosundan fikir vermesi amacıyla temsili olarak yazıya eklendim.
Flaşın konumlandığı yer fotoğraf makinesinin tepesi (lensin üstü) olmadığı için ışık ölçümünde (otomatik) TTL mod anlamsız kaldığından, Manuel modda kullanmak zorunda kaldım. Pozlama dengesi için (ISO, Diyafram, Enstantane) 3 parametre ile boğuşurken, flaşın ışık gücünü manuel yönetmek zorunda kalmam çekim zorluk derecesini arttırmış oldu. Ama sonuçlara bakınca değdiğini düşünüyorum.
Üçayak ve ND filtre kullanımı (isteğe bağlı)
Yazımız her ne kadar karnavala yönelik hazırlanmış olsa da Venedik’e kadar gelip, uzun pozlama, yansımalar, gün batımı gibi karelerde çekmek isteyebilirsiniz. Bu durumlarda bu ek ekipmanlar da en azından çekim anlarında yanınızda olmalı. Ben de az sayıda olsa da elim boş dönmemek için aşağıdaki kadrajları uzun pozladım.
Başka bir zorluk var mı?
Evet var, uzun yıllardır zoom lensin konforuna alışmış birisi olarak, sabit odak uzaklıklı (prime) bir lens kullanmak beni oldukça sınırlandırdı ve zorladı. Bu zorluğun bir sebebi benim bu konudaki deneyimimim az olması diğeri ise, ortamın sıkışıklık ve yoğunluğuna bağlı kadraja hep birilerinin girmesi veya benim kadrajı genişletmek için geriye gidecek mesafeyi bulamamamdı.
Ortama müdahale şansınız son derece az. Sağınızda solunuzda, hatta önünüzde arkanızda hep bir fotoğrafçı oluyor. Unutmayın, bir şeyler çekmek için uyum sağlamak zorunda olan sizsiniz.
Ve şehrin sembollerinden birisi olan Santa Maria Della Salute Bazilikası’nın muhteşem yüksek kapısı önündeki merdivenlerde modellerle 2020 Venedik Karnavalı hatıra fotoğrafı çekiyoruz.
Gidiyor musunuz?
Venedik Karnavalı için 2021 de katılım yapacaklara, yazının faydalı olması dileği ile şimdiden iyi eğlenceler.
Comments